içinde külah olan plastik boru tutan el çizimi

Boru, Külah, Tüf Tüf

104

[ Okuma süresi tahmini 3 dakikadır ]

70’li yılların sokak oyunlarından birini yazmak istiyorum size. Biz “boru” derdik. İlk olarak inşaatlardan boru çalarak başlamıştık bu oyuna. Bu borular bildiğiniz demir borulardı. Temizler kullanırdık. İçine kağıttan yaptığımız külahları yerleştirir ve üflerdik. Demir boruların çapı biraz büyük, kalın olurdu. Üflemesi zor olurdu. Çalması da zordu. İnşaat bekçilerine yakalanmamak gerekiyordu. Neyse ki gayet organizeydik.

Sonra bir gün kırtasiyeye plastik borular geldi. Hafif ve istenilen uzunlukta satın alabiliyorduk. Savaş aletlerimizi yükseltilmiş oldu. Bu plastik borular tek renk ve beyazdı. Boruları süslemek için renkli elektrik bantları alıyorduk. Rengarenk süslüyorduk. Boruların altına kibrit kutularından tutma yerleri bantlıyorduk. İkili, üçlü borular yapıyorduk. Daha fazla vuruş gücü için.

Bu yeni plastik boruların tek kötü tarafı büyük çemberler şeklinde geliyordu kırtasiyeye. 1, 1.5 metre kestirdiğimiz borular eğik oluyordu. Düzeltmek gerekiyordu. Yoksa külahlar içinde tıkanıyordu. ayrıca istediğiniz yere nişanlanamıyordu. Düzeltirken de boruları kırmamak gerekiyordu. Şimdiki pvc borulardan değildi o borular. Mikamsı, plastik borulardı. Kolay kırılıyordu. Süslemek için kullandığımız bantlar, boruların sağlma olmasını da sağlıyordu.

Biz boru derdik ama sanki külah da dediğimizi hayal meyal hatırlıyorum. Tüf tüf demedik hiç. Başka yerlerde tüf tüf deniyormuş. Yani internette öyle deniyor.

Boru oyunumuzun en kötü tarafı ise çok defter harcattı bize. Yepyeni defterlerin tertemiz sayfaları bu oyun için umarsızca harcandı tarafımızdan. Ailelerimiz kızmasına rağmen, tertemiz bir defter sayfasının külahı diğer hiç bir kağıta olmuyordu. Defter sayfalarını boydan ikiye bölüp, uzunca şeritler halinde belimize takardık. Savaşlarımız sırasında bu kağıt tomarlarından bir tane alıp, hızlıca külay yapar, ucunu ağzımız ve tükürük ile yapıştırır, borunun içine koyar, geniş kısmını yine hızlıca elimizle keser ve püf, üfler rakibi, karşı takımı vurmaya çalışırdık. Oyun buydu işte. Tadı, heyecanı halen hatıramdadır.

Şimdilerde de muhteşem oyunlar yapıyorlar. Silah vs havalarda uçuşuyor. Ama sokaklarda oynanan o oyunların yerini ne tutabilir ki?

Aynı yılların bir başka anısı Dandy Sakızları yazımı da okumak ister misiniz?

Sanki bambaşka zamanlar, çağdı o zamanlar. Çocukluğum, çocukluğum.

Kelime Sayısı: 442 Yorum yapılmamış

Yazı altı elemanları

Bir şey mi söyleyeceksiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir